Kişilik Bozukluklarının Şema Terapisi
Şema Terapi, Young ve arkadaşlarının, alışıla gelinen bilişsel davranışçı yöntemin
tedavi ve kavramlarını genişlettiği güncel ve bütünleyici bir terapi yöntemidir.
Bilişsel Davranışçı Terapi’nin kronik karakteroloji gösteren hastalarda yetersiz
kalması, tedavi oranlarının düşük olması Şema Terapi Yöntemi’ nin gelişmesinde
büyük rol oynamıştır. Yöntem, bilişsel – davranışçı, Gestalt, bağlanma, nesne
ilişkileri ve psikanaliz gibi yöntemler birleştirerek oluşturulmuştur. Şema Terapi’
de kullanılan bilişsel teknikler; şemanın geçerliliğini test etme, şemayı destekleyen
kanıtları çerçevelendirme, davranış biçimlerinin avantaj ve dezavantajlarını
değerlendirme, ‘şema yönü’ ve ‘sağlıklı yön’ arasında diyalog gerçekleştirme,
şema flaş kartları oluşturma ve şema günlük formlarını doldurmaktan oluşmaktadır.
Borderline Kişilik Bozukluğu ya da Narsisistik Kişilik Bozukluğu gibi ileri
düzey tedaviye ihtiyaç duyulan hastalar için ise ‘mod’ kavramı geliştirilmiştir.
Modlar, birey için o gün etkin olan bazı şemalar ya da ‘işlevsel olan ya da işlevsel
olmayan’ şema faaliyetlerinin uygulamalarıdır. Hastanın karakterolojisi ne kadar
ağırsa, mod stratejilerinin kullanımı da o kadar artmaktadır. Borderline ya da Narsisistik
hastaların modları genellikle birbirinden bağlantısız gerçekleşmektedir.
Kişi bir seferde tek bir mod deneyimlemektedir. BKB hastalar bir moddan diğerine
ani hızlarla geçerken NKB olan hastalar daha uzun süre bir modda kalabilmektedirler.
Bazı hastalar ise bir modun içinde adeta sıkışıp kalabilir. Modların sık sık
değişme ya da aynı kalma aşırılığı hasta için ciddi problemlere yol açmaktadır.
BKB hastalarda; Terk Edilen Çocuk Modu, Öfkeli – Dürtüsel Çocuk Modu, Kopuk
Korungan Mod oldukça aktifken Sağlıklı Erişkin Modu yetersiz görülmektedir.
NKB hastalarında ise Yalnız Çocuk Modu, Büyüklenmeci Kendilik Modu
ve Kopuk Yatıştırıcı Kendilik Modu aktif olmaktadır. İki kişilik bozukluğunda
da temel hedef; hastaların Sağlıklı Yetişkin Modu’ na adapte olabilmeleridir. Terapötik
ilişkide terapist, hasta ile oldukça dürüst ve samimi bir tarz benimseyerek
yeni ve kişisel bir bağ kurmaya çalışır. Hastanın terapiste dair olumsuz duyguları
tartışılarak güven ilişkisi yapılandırılırken, deneysel çalışmanın gecikmesinin bir
sakıncası görülmez. Tedavide terapist bağımsızlığı destekler ve hastaya geniş bir
kontrol ölçeği sunar.